AŞTİ'de Gece Dört

Bu kahrolası şarkıların sence önem var mı ha? İnsan denen varlıga ne versen gerer çarmıha Babaannem saklardı en sevdigi yazmalarını sandıga Geriye bu dert kaldı Ve gögüs kafesimde bitmeyen bi gökgürültüsü Sanki tanrı tüm rüyalarımdan söktü gündüzü Çöktü gülyüzüne uykusuz bi sahur bunalımı Kusursuz bir evin yamuk duvarı mısın yoksa Babanın avuntuları mı? Ne fena kombinasyon Son biran ve bozuk kombin Zor biraz yol Saat tam on bir Uyutmuyor kapıdaki masraflar Halden anlayan yalnızca çatıdaki çatlaklar Halden anlayan yalnızca çatıdaki çatlaklar Halden anlayan yalnızca çatıdaki çatlaklar Geçe üçte çalan ziller,yeşeren karanfiller Bir ölümlünün yalanını yalnızca zaman dinler Tüm ruhlar incinirler acıyı derine gömseler de Mumlar güzel kokar yatsı vakti sönseler de Ey kusursuz çatının yamuk tahtası Omzunda bavullar ve tabutlar taşı Pişmanlık denen lavuk sarmaşık İlahi yalanlarla avunmak kaçış mı? Kendini hiçlikte savurmak nasıl ha? Deri ceketli geç kalışlarım Yalnız kalana dek bu kalabalıkla pek tanışmamıştım Global esnafın camıyken ekranım yarıştım Tüketmekten zevk alışlarım bu soruya tek yanıt sanırım Abesle iştigal şehir denen kafeste iştirak Modern hadesle baş etmek ateşle imtihanken Haset ve kin yaratır her bozuk kasette infilak Ya vazgeç ya geçme naz etmek intihar Şehrin tüm girişlerine korkuluklar Tantanan yordu muhtar Kırk yıllık hatrı olan kahve degil tortu Zor mu dostumuz var demek? Barda son sipariş,gökyüzünde son bulutlar Saklanır kırıklar derinde Şakayla karışık öpücükler sırıtmaz teninde Yine de yalnız kaldıgında yıkık mahseninde Kulaklıgını tak ve şimdi mırıldan benimle Kulaklıgını tak ve şimdi mırıldan benimle Kulaklıgını tak ve şimdi Picasso'nun çizdigi bi maskot Sag elindeki baston şahit ki bedeni bitap çok Gözlerinde inanç yok fakat ruhu yangın yeri Bir hiç olana dek palavralarla kandır beni Sancım derin Parlak vaatlerin diyaframı gözünü boyar bi aptalın Ben uzak büyüdüm kumsallara Sana huzur veren dalgalar urgan bana Çaresiz ruhlar sarılır yozlaşan ruhbanlara İhtiyacım yok kurtarmana Memleketim yaparım her batagı Sırtımda ter sabahın dördü Huzur çocukken anneannemin evinde yer yatagı Bu pablonun tablosu,ben bozuk parçasıyım yapbozun Kusursuz tasarlanmış bir işkence Fazla anlam arama liriklerde Ne büyük fırtınalara gögüs gerdi minik serçe Her nesil denedi fakat yenildi bu genetik hastalık Kılıcı kavrayıp bıraktık yere kitapları Parlak palavlara aşık oluşumuzun şerefi tasmamız Onca sene bitap dolaştı ruhun Şimdi geneli kaskatı kalplerle yarı insan yarı makine Şefkatle sarılmayışını seyrettim karına bile Oysa aşkla bakıyorsun jantlarına Limitsiz kartlarına Yüzüne çarpan flaşların etkisiyle traşlanır mazi Degişir olayların zihnindeki sekansı Zaman veya mekansız bi müsabakada defansım Ne mecalim var ne şansım Oysa ustaca bir bulmacaydı senle hayal kurmaca Mimiklerim ürünüdür grotesk mimarinin Zaman bir katilin en sabırlı versiyonu Vezire çeviremezsin her piyonu Vezire çeviremezsin her piyonu