Sonsuz Bir Rüyaya Açılmış Gözler

Bense öylesine büyüyorum her şeye inat

Anamı kök gibi saldım torpağa

Büyüyorum salya, sümük, pislikler, çişler içinde

Kâh sürünüp kâh ayakta

Ha, duyduğuma göre sizin şehirlerde

"Çocuklar pişip önlerine gelen yemegi yemezlermiş"

E aç degiller de ondan, gurban

Eger aç olsalardı önlerine zıkkımın kökü gelse yerlerdi

Ben hayatımda üç güzel ses bilirim

Anamın sesi, sarı gagalı serçe yavruların sesi

Bir de tavanın dibinin sesi

E bizde para yoktu, onun sesinin güzelliğini bilmiyik

Siz hiç "Allah'ım sofradakiler yemek bitmeden doyup kalksınlar"

Diye dua ettiniz mi?

Vallaha ben ettim

Sonsuz bir rüyaya açılmış gözler

Yummayın, yummayın kirpiklerini

Yummayın, yummayın kirpiklerini

Kim ondan daha çok hayatın' özler?

Çağırın, çağırın sevdiklerini

Çağırın, çağırın sevdiklerini

Gelmiyor, gelmiyor o dostlar, niçin?

Kaybolmuş koynunda onlar da, niçin?

Kaybolmuş koynunda onlar da, niçin?

Bilmiyor boyunun ölçüsün niçin?

Başının ucuna geldiklerini

Başının ucuna geldiklerini

Bilmem ki adını onun kim saklar

Şimdiden unutmuş onu kucaklar

Şimdiden unutmuş onu kucaklar

Besbelli üşütür soğuk topraklar

Soymayın, soymayın giydiklerini

Soymayın, soymayın giydiklerini